ÇAL DAĞINDA “BALKAN-SAFARİ(!)” (27 Kasım 2016)

Halen 26. Dağ Yürüyüşü sezonumu yaşadığım halde, aslında İzmir’li dağ yürüyüş gruplarının pek rağbet etmediği,  Manisa’daki Çal Dağı’na daha önce çıkmamıştım. Bu heyecanla hazırlandığım etkinlik için, önceki yürüyüşte uğradığım yoğun ıslanmaları yaşamamak üzere, her türlü yağışa karşın tedbirlerimi almıştım. Ancak ne var ki(aslında ne güzel ki demek lazım) Bugün, Petkim Trek Rehberimiz Zafer Gürhan öncülüğündeki 11 arkadaş, adeta yazdan kalma güneşli bir gün yaşadık. Hem yeşil ormanların içinden yükselerek keyifli bir zirve çıkışı, hem de dönüş yolunda kullanılmamaktan iyice kapanan patikalarda balkan savaşları yaptık!

dsc07863Manisa’daki Çal Dağı İzmir’li doğa severlerin çok tercih etmediği bir dağ olmasına karşın, bence Spil’in doğusundaki duruşu ile oldukça görkemli bir kütle. Doruklarındaki 2 zirvesiyle Gediz düzlüklerinden hızla yükselen dağın etekleri ormanlarla kaplı. Tıpkı çevredeki diğer dağlar gibi ağırlıklı olarak çamlarla kaplı olması yanında, doruklara kadar örtüsüyle bodur meşeler farklılık yaratıyor. Bu volkanik dağda çoğunlukta bulunan kahve rengi taşlara ilaveten yeşil beyaz taş ve kayaların varlığı en çok bilinen nikel madeni dışında çok mineralli bir yapının varlığını hissettiriyordu.

Turgutlu Temrek Köyü dışında aracımızdan ayrılıp yürüyüşe başlatığımızda saat tam 8:55 idi. Pırıl pırıl güneşli bir sabah serinliğinde toprak yoldan ilerliyerek karşımızdaki yeşil orman örtüsü üzerinden yükselen dağa doğru yürüdük. Yangın yollarının yumuşak toprak zemininde nispeten yavaş bir tempoda ama oldukça dik sırtlardan çıkarak yukarıdaki kayalık tepelere ulaştığımızda rüzgar şidderini hissettirmeye başlamıştı.  Bu nedenle mola vermeden devam ederek zirveye yakın irtifadaki çelik verici kulenin yanından geçerek zirvedeki yangın gözetleme kulübesine doğru yürüdük. Buradaki düzlükte TRT’nin de bulunduğu bir sürü istasyon konuşlanmış ve gözetleme kulübesinin çevresi tel örgü duvarlarla kapatılmış.

dsc07888Zirvedeki rüzgar şiddetli olduğundan, önden giden gurup bölgeden inişe geçmiş. Biz de Zafer’le  gözetleme kulübesine yakın noktalardan birkaç hatıra fotoğrafı çekip dağın arkasına yöneldik. Hızla iniş yaparak aşağıdaki ormanlık örtüler içinde nispeten korunaklı bir yerde öğle molası verdik.

Molada Zafer’in kendi imalatı şarabın tadına baktığımızdan sohbet biraz uzayınca ikinci zirveye çıkmaktan vazgeçtik. Bu kararımızın ne kadar isabetli olduğunu iniş yollarındaki patikaları kaplayan dal ve dikenleri geçerken zaman harcadığımızda daha iyi anladık. Balkan Safari olarak nitelediğim bu zorlukların dışında nispeten güzel yollardan rahat bir iniş yaparak, moladan önceki yaklaşık 3.5 saatlik yürüyüşe karşın dönüşü 3 saatte tamamlayıp Yakuplar Köyü kahvehanesine ulaştık.

Bu güzel etkinlikte çektiğim fotoğraflardan seçtiklerimden ve arkadaşların paylaştığı bazı fotoğrafla hazırladığım albümü aşağıda bulabilirsiniz.

Not: Aşağıdaki fotoğrafları herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir