Erdal Atabek’den Kurban Bayramı’na Usta Bir Yorum (31 Ekim 2011)

Kurban Bıçağı…

31 Ekim 2011 – Cumhuriyet

Büyük bir bıçaktır ‘kurban bıçağı’. Adı böyle. “Sağlamdır” diyor bıçakçı, “çeliği sağlamdır, keskindir”. Keskin olmalı. Kurban ne olduğunu anlamadan iş olup bitmeli.

Erkek çocuklarını kurban kesilirken görmeye götürürler. “Erkek çocuğudur. Görmeli. Alışmalı.” Erkek çocukları kurban kesimine, kan görmeye alışmalıdır. Sonra “Horoz bile kesemez” diye aşağılanır. Aman ha! Kurban kesilir, kanı erkek çocuğun alnına sürülür. Kan, kurbanın uğurudur.

Bıçak, kurban, kan. Sokaklar her gün bu üçlüyü nasıl bir arada görüyor? Erkek kimliğinin kültürüdür bu. Daha sonra bu kültür ‘av sporu’ adı altında bu üçlüye ateşli silahları da katacaktır. Avın da, avcılığın da keyifli erkeksi özel kültürü olacaktır.

Kurban tarih boyunca var olmuştur. Her kurban bir Tanrı’ya adanmış canlıdır. Kurban kimi zaman insan olmuştur. Çocuk, genç erkek, bakire kız. Esirler, köleler, egemenin bıçağı altında yaşayanlar.

Uygarlık değişti ama kurban geleneği değişmedi. Şimdilik koçlar, erkek hayvanlar, boğalar, develer. Bunlar görünen kurbanlar. Ya görünmeyenler.

Küresel pazarların kurbanları göze görünmüyor. Haftada bir dolara 12 saat çalışan bugünün kurbanları. 10’lu yaşlarda seks kurbanı yapılan kız çocukları. Asyalılar, Afrikalılar, Kuzeyliler, Güneyliler, Doğulular, Batılılar. Ve küresel sermayenin mallarını almaya koşullanan gönüllü kurbanlar. Tüketici kurbanlar. Ne aldığını, neden aldığını bile unutan tüketici kurbanlar.

Ekran kurbanları çocuklarımız. Ekranda oyun bağımlısı olmuş gençler. Ekranla serseme çevrilmiş kitleler. Oyunlarla avunan insanlar. Eğlenceyle görme engelliye çevrilen milyonlar. Bakan ama görmeyen. Gören ama düşünmeyen. Yeni kurbanlar. Kısır döngüye çevrilmiş yaşamların kurbanları. 365 günün kurbanları.

Yeni ‘kurban bıçakları’ var. İnsanları işsiz bırakan bıçaklar. İşlerine son verilenler. Sürülenler. Yerlerinden edilenler. Yeni ‘kurban bıçakları’ var. Yetkili emirleri. Keskin yüzleriyle uygulanan emirler. “Tutukluluğun devamına..” diyen yargı kararları. “Sizinle çalışamayacağız” diyen tebligat.

Görünmeyen ‘kurban bıçakları’. Görünen kurbanlar. Güvensiz toplumda yaşayan herkes. Sıranın ne zaman kendisine geleceğini bilemeyenler.

Bir el olmalı. Hepimizin ortak eli. Bu el kalkmalı, bıçaklı ele yapışmalı.“Dur bakalım” demeli, “dur. Yeter artık”. Bir el olmalı. Hepimizin ortak eli. Kalkıp bıçağa yapışmalı. Bıçak yere düşmeli. Bütün kurbanlar kurtulmalı.

Bayramı o zaman kutlamalı. Hepimizin ortak bayramını…

Erdal ATABEK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir