PetkimTrek/Karia3: Bayır, Bahçeli, Taşlıca (2 Mayıs 2019)

PetkimTrek Karia-3 Ekspdisyonu’nda bugün üçüncü gündeyiz. Dün, yani İkinci gün yürümedim. Zira birinci gün sonunda oldukça yorgun hissettim kendimi. Artı, dizlerimden de hafif olumsuz sinyaller almıştım. Sonraki günleri riske atmamak için dinlenmeyi tercih etmiştim.

Sabah yedide İskarça’nın deniz kenarındaki kahvaltı yaptığımız mekanına geldiğimde, Bilge Rehberimiz Zafer Gürhan’ın olmadığını gördüm. Expedisyon öncesi günlerde geçirdiği soğuk algınlığını tam olarak atlatamadığı için olacak, ilk gün O da benim gibi zorlanmıştı. Dün de, bütün gün odasından çıkmamıştı; anlaşılan henüz kendisini yeterince iyileşmiş ve hazır hissetmemiş. Bu nedenle Bugün de dağ rehberliğini Mehmet Tural yapacak. 

Bir günlük dinlenme ve Selimiye denizinde yüzme çok iyi gelmiş, kendimi yürüyüşe tam olarak hazır hissediyorum! Birkaç fire daha var, Bugün ekspedisyonumuzun en uzun yürüyüşlü günü. Saat 8:30’da Bayır Köyü’nde araçtan indikten sonra, rotanın başlangıç noktasını biraz aradık. Sonrasında güzel bir parke yoldan tırmanışla köyü yukarıdan görerek ilerledik. Bu patika yeşillikler içinde ve uzun süre oldukça keyifli devam etti. Bu noktalarda gördüğümüz ilginç bir çiçeğin fotoğraflarını çektim. {YILANBIÇAĞI: Dracunculus vulgaris Yumrulu, çok yıllık ve otsu bir bitkidir. Yapraklar uzun saplı, lamina daire biçiminde ve parçalı. Çiçek durumu kokmuş et kokusu verir. Yumruları, süs bitkisi olarak dış ülkelere satılır. Eş anl. Yılanburçağı.}

Karya yolu işaretlerini kolayca görerek yol aldık. Böyle durumlarda rotada tereddüt edilmediğinden olacak, bazı arkadaşlarımız önden devam ediyorlar. Bir süre sonra biz rehberle birlikte arkada kalan grup, hiç işaret görmeden yol aldığımızı fark ettik. Bunun üzerine öndeki grupla buluşup oldukça uzun bir geridönüş yaparak tekrar işaret gördüğümüz son noktaya ulaştık!

Bundan sonra işaretlere daha çok dikkat ederek Karia rotasında devam ettik. Bir süre sonra patika bizi asfalt yola çıkardı. Her zamankinin aksine, taşlı patikalardan bıktığımız için olacak, asfalt yolda yürümek sıkıntı vermedi!

Sonrasında tekrar rotaya patikalardan devam ettik. Yarımadanın güney kıyılarını görerek yükseldik ve nispeten düzlere ulaştıktan sonra öğle molası verdik. Biz dinlenirken iki çift genç geçti ağır sırt çantaları ile; belli ki kamplı etkinlik yapıyorlar. Ahmet konuşmuş rota yakınındaki bir çeşmede karşılaştıklarında, Rus uyruklularmış.

Moladan sonra tekrar vurduk kendimizi taşlı patikalara. Aslında o sıralarda bilmiyorduk akşama kadar hep böyle taşlı kayalı devam edeceğimizi. Zira rotamız üzerindeki Bahçeli Köyü epeyce yeşillikler içinde gözüküyordu. Yaklaştıkça yeşillikler çoğaldı ama bizim patikalar gene hep taşlık!

Vadi tabanına kadar indiğimizde Ruslar bir gölgede dinleniyorlardı. Biz Taşlıca istikametini gösteren Karia levhasına kadar devam ettik. Önümüzde gözüken yemyeşil Bahçeli köyüne varmadan sola dönüp, o sırada yüce bir duvar gibi duran tepeleri aşmak üzere tırmanmaya başladık. Yükseltilerin bel verdiği bölgeleri hedefimizde tutarak işaretleri takip ettik. En yukarılara vardığımızda, önümüze daha bir sürü aşılacak sırtlar gördük.

Bu kısım oldukça sıkıcı oldu, zira zeminin bıktırıcı taşları bir yana, oldukça uzun sürmüştü yürüyüş. Nihayet uzakta Taşlıca gözüktü. Ama gerçekten de uzaktaydı. Dahası zemin iyice taşlandı sanki!

Yaklaştıkça taş yığılarak yapılmış nispeten yüksek tarla sınırları gördük. Bu şekilde taşlık sınırlarla ayrılmış tarlalar da taş içindeydi. Herkes birbirine buralarda ne ekiyorlar acaba diye sormaya başladı. Hatta köye yakın bir duvar dininde sohbet eden bir kaç köylü kadına bir arkadaşımız espri yaptı: Bu tarlalara taş mı ekiyorsunuz? “Biz ne ekek” dedi birisi:”Yüce Allah’ın işidir”.

Köye düzgün çimento karolardan örülmüş bir yoldan girdik. Ara sokaklar hep asfaltlanmış. Ortalıkta sağa sola rasgele konmuş bir şeyler göremedik. Heryer sanki pek derli toplu geldi bize.

Köy içinde minare görememiştik uzaktan, bir köşeyi dönünce meydanı ve aracınızı gördük. Herzamanki gibi(!) önden giden arkadaşlarımız meydan bitişiğindeki bir oturma alanında beklemekteydiler. Açık bir kahve bulamadığımızdan çay içme imkanımız olmadı ama bir bakkalcıktan satınaldığımız ayranları içtik keyifle. Ama en büyük keyif, artık taşlı patikalardan yürümek bittiği içindi! 

Bu etkinlikte çektiğim fotoğraflardan ve arkadaşlarımın medyada paylaşılan fotoğraflarından seçtiklerimle hazırladığım albümü aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.  

Not: Aşağıdaki fotoğrafları herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir