Kemalpaşa Y.Kızılca’dan Mahmut Dağı (6 Kasım 1993)

NOT1: Bu yazı, kendi Blog Sayfamda yazmaya başlaman önceki yıllarda, her doğa sporları etkinliğimden sonra kendim için hazırladığım notlardır. Tükenmez kalemle, yani herhangi bir düzeltme yapmadan, bir çırpıda bitiriyordum bu notlarımı. Neticede bunlar, ileride sadece benim okuyacağım “KENDİME NOTLAR” başlığı altına toplanabilecek, adeta işlenmemiş HAM yazılardır.

Not2: 11 Ağustos 2020’de dicital ortama yazıldı.

Seçmen sayımı nedeniyle pazar günü sokağa çıkma yasağı olunca cumartesi’ye alındı yürüyüş. Ayşen ve Can ile 8:30’da evden çıkıp Kemalpaşa kavşağında grupla buluştuk ve 9:45’te yürüyüş Y.Kızılca’dan başladı. Hemen dışındaki parkta geçip ormana girdik. Mahmut Dağı önümüzde gözüküyor. Güneşli ve güzel bir gün. 92 kişiyiz. Birkaç gün önce çok az yağmur yağmıştı, onun hafif nemliliği var. Zafer, Sabo ve Emel gene erkenden gelip 7:30’da yürüyüşü başlatacaklardı. Çam Ağaçlık ve yer yer çiçekli (papatya ve pembe çiçekler) çok güzel bir patikadan ilerliyoruz. Petkim‘den sadece Serap, Dilek, Bilge var. Ayşen’in SSK arkadaşları Ahmet, Nur, Serpil, Mustafa, Savaş, ve Abdurahman Keçeci diğer dağcı arkadaşlar. Kani, Avni, Oktay, Hoca, Arif, Bora, Emre vb

Belli bir yerde Kani grubu ikiye ayırdı: Biz Serpil’lerle zirveci grubun içindeyiz. Önde Zeki 38 kişi ayrıldık. Mola yerine geldiğimizde çantaları bırakıp devam ettik. Ancak bir süre sonra ben Mahmut Dağının arkamızda kaldığını fark ettim. Ancak öndekileri ikna edemedim. Meğer öndeki grup kopmuş. Bizim peşlerine takıldığımız kişiler mola yerinden sağa devam eden patikaya sapmışlar. Oysa soldan yukarı gidilecekmiş. Neyse bizi kayalık bir tepeye ulaştık. Karşıda Mahmut Dağı zirvesi. Diğer grubu ağaçların arasından görüyoruz ama bizim tepe epeyce uzak. 9 kişiyiz. Can öbür grupta kaldı. Ben, Ayşen, Serpil, Adalet, Derya’nın mimar arkadaşı Nermin, bir genç kız ve 3 diğer erkek. Karar verdik, önce bu tepeden indik sonra patikayı bulur Mahmut’a ilerledik. Önce Zaferleri gördük. Zafer parkuru anlattı. Patikayı devam edip kestane ağaçlarının olduğu bölgeden yukarı yol alıp zikzaklar çizerek zirveye varırsınız dedi. Nitekim zikzaklarda Zekileri gördük. Can üşüdüm dedi. Devam etmesini söyledik. Zeki Serpil ve Adalet’ten epeyce zılgıt yedi. Neyse, zirvede fotoğraf çektik. Bekçi Abdi Türk (Dereköy, Kemalpaşa) ve ailesini de çektik 07.01.94’de gönderdim iki poz.

Dönüş çok kolaydı. Aşağıda Kani’ye aynen şöyle dedim. Yüksek sesle: “Siz bırakınca bu iş biter. Zirveci lideriniz işe yaramaz!” Saat 13:30’du. 14’te dönüşe geçtik. Yolda molalar verildi ve şarkılar söylendi. Kani içinde “Cumhuriyet” kelimesi olan şiirini okudu ve bir kıza okuttu.16’dan önce aşağıdaydık. 17’de Bornova pazarını yaptık. 20’de seçim sayımı için Aliağa’ya gittik.

Bu etkinlikte çekilen fotoğraflardan arkadaşlarımın gönderdikleriyle hazırladığım albümü aşağıdaki linkten görebilirsiniz. Fotoğrafların herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir