Mehmet Tural telefonla aradı, Gagataş etkinliği yapmak istediğini söyledi: “PetkimTrek grubunda bir tek ben kaldım galiba oraya çıkmayan”. Memnuniyetle olumlu yanıt verdim Mehmet’e. Hemen ertesi sabah için programı yaptık.
Gagataş etkinliğimize geçmeden önce, PetkimTrek Grubu deyince çağrışım yaptı, Mehmet Tural için birkaç kelime yazmak istiyorum. Mehmet Tural PetkimTrek grubumuzun lideridir. Bunu ifade ettiğimizde hemen kabullenmek istemez ama, grubumuz bunu bilir. Efendim, karakter bunu belirliyor. Kabul etmeseler de bu tür kişiler genelde bunu, aslında karşı durmaları mümkün değildir, istese de istemese de.. Şöyle ifade edeyim bu güçlü durumu, birşekilde bir meraklısı çıksa ve bir yerlerini yırtsa, o karakter yoksa olmuyor. Oraya insanların kalbinden gireceksin, beyninden gireceksin. Kendini oraya oturtmaya çalışanlar olsa da eğreti dururlar, ama Mehmet Tural gibiler zaten oradadırlar!
Mehmet Tural bu etkinliğimizi PetkimTrek’e duyurduysa da, program çok hızla geliştiğinden olacak, başka gelen olmadı. Ben de Foça grubumuza duyurmuştum, Mehmet Uyaroğlu ile Hasan Ayhan programın ilk kısmına katılacaklar.
Programı şöyle önermiştim Mehmet Tural’a: Foça’da sabahları yürüyüdüğümüz parkurlardan birini Gagataş Tepesi tırmanışının başına ekleyelim, bir diğerini de sonuna. Böylece olayı bir günübirlik doğa yürüyüşü haline getirelim. Önce KlasikTur’u yürüyeceğiz, Gagataş’a çıktıktan sonra SazlıcaVadi parkuruna geçip etkinliği bitireceğiz.
Bir gün önce kuvvetli olmasa da yağmur yağmıştı, bu nedenle ortalık epeyce nemli. Hafif bir esinti var, KlasikTur’da istenecek kadar. Aksi taktirde deniz tarafında yürüdüğümüz için “Haydar” geldiğinde(!) oldukça üşütücü olurdu!
KlasikTur’un deniz manzaralarını izleyerek yürüdük. Hepsini bizim koyduğumuz isimlerle herbir koyu, kayayı anlattım Mehmet Tural’a: BeyazAda, Burun, Balkon, Dalyan, 2.Koy, Timsah(!)Burnu, UğurTaşı, MartıAdası, Büyükİncir, TilkiGeçidi ve yukarıdaki gurup fotoğrafı.
KlasikTur’u bitirip Zeytinalan’dan kara tarafına yöneldik. GölgeVadi tarafına geçmeden biraz BalkanSavaşları(!) vererek DomuzHavuzu’na kadar yükseldik. Burada verdiğimiz molada Mehmet Uyaroğlu’nun çay ikramları eşliğinde epeyce sohbet ettik. İşleri olduğundan onlar dönüşe geçtiler, biz Mehmet Tural’la devam ettik.
GölgeVadi bitiminde vadi tabanından devamla Gagataş’a giden toprak yola girdik. Bundan sonra hep yükselerek ve güneye doğru yükseldikçe manzaraya giren Çanak koylarını seyrederek Gagataş Tepesi’ne kadar tırmandık. Buraya kadar 8 küsür kilometre çoğunlukla tırmanış yapmıştık ve güzel bir öğle molasını haketmiştik doğrusu.
Gagataş’taki mola tahminimin fevkinde(!) bir mola oldu; tabi Mehmet Tural’ın ikramlarıyla: Öncelikle, etkinliğe gelebilecek arkadaşları da düşünerek fazladan getirdiği “Caberne” içeceğini bana ikram etti. Ayrıca tonlu salata ve balık konserveleri, elma ve kuru badem menüsüne benim muhteşem(!) bisküvi eklememle pek nefis yemece içmece yaptık. Mehmet Tural Gagataş Tepesi’ni ilk defa görüyordu, ben de ilk defa burada yemek yedim!
Gagataş Tepesi, bölgenin en yüksek noktası olmak itibari ile oldukça dik bir tırmanışla ulaşıldığından bir dağ etkinliği havası veriyor. Ayrıca bu nokta, yakın çevredeki manzaralar Foça Adaları, Çanak koyları, Yeni Foça ve Bağarası tarafları ve bugün ılık havadan dolayı denizin puslu görüntünün arkasında kalan Midilli Adası, Çandarlı Seyrattepe tarafları 360 derece panoramik seyir imkanı ile keyifli bir zirve noktası. İlaveten en yüksek konumdaki Gagataş’a adını veren gaga şeklindeki kayadan başka etraftaki oldukça ilginç görünümleri olan kayalarla adeta Dünya dışı bir bölge gibi!
Tam bir saat süren moladan sonra Gagataş Tepesi’ndeki garip kayaların arasından geçip tekrar toprak yola indik. Bundan sonra kuzeye doğru hep iniş yaptık. Yeni Foça’ya devam eden yolu, SazlıcaVadi tarafına sapan noktada terkettik. Aşağılarda patikaya dönüşen yolun devamında Eminağa Evleri Gözde Sokak’ın ilk metrelerinden, SazlıcaVadi parkuruna girdik. Bu güzel patika Sazlıca Koyu manzaraları ile devam ederek asfalta yakın birkaç tane kalan Foça’nın karakteristik “Kule Tipi” evlerinden bozma yerleşim noktasına kadar sürüyor. Buradan Mercan Kent kenarındaki yola yakın bir incir ağacında inat edip birer tane incir bulabildik!
Etkinliğin son kısmında asfalttan yürümeyip araziden yükseldik. Trafolara yakın yanmış bölgenin iyice sağ tarafından tırmanıp su deposuna ulaştık. Buradan Çanak Koyu’nun bir fotoğrafını çekip Fotaş’a yöneldik ve yol altındaki geçitten sahile geçip Çanak’ta etkinliği bitirdik.
