Uşşak ve Ulubey Kanyonu Gezisi (22 Kasım 2014)

TarhanaBabaUşak Belediyesi’nin Uşak ilini tanıtmak için hazırladığı Ziyaretçi Turu ismiyle dağıtılan dergisindeki bilgiler “Aşıklar Şehri Uşak” başlığı altıdaki şu paragraf ile başlıyor:

Uşak kelimesi, Çağatay Türkçe’sinde oğul torun, Arapça’da aşıklar, halk dilinde ise esir köle olarak üç anlam ifade etmektedir. Kaynaklarda bazen Uşşak, bazen de Uşak şeklinde yazılan şehrin resmi adı Uşak’dır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde İlimiz Uşak’ı şu şekilde zikretmiştir; “Su ve havası çok güzel olduğundan mahbup ve mahbubeleri çoktur. Onun için Uşşak şehri derler. Hangi garip buraya gelse aşık olması muhakkaktır.” Evliya Çelebi, şehrin anlamının “Aşıklar Diyarı” olmasının sebebini, şehrin su ve havasının insanı etkilemesine (Aşık edecek derecede) bağlamıştır.

Uşak denince benim aklıma önce Uşak Halısı, sonra da son zamanlarda keşfettiğim EzoGelin Lokantası gelirdi; ta ki Villakentlilerle birlikte katıldığımız Uşak gezisine kadar. Şimdi ise Uşak denince hemen tarhana geliyor! Yılmaz Sunucu Dostumuzun organize ettiği bu gezide Uşak’da ilk uğradığımız yer olan Tarhana Baba Lokantası’nda içtiğimiz tarhananın lezzeti anlatılır gibi değil.

Tarhana ülkemizde hemen her kentte vardır. Ancak tarhananın “orjinalı” Uşak’da yapılır bilgisini Yılmaz Sunucu’nun Uşak Ağzı Sözlüğü isimli kitabından okuyabilirsiniz. Tabi daha pek çok şey var Uşak hakkında bu kitapta; okuduğumda şöyle demekten alamadım kendimi: İnsanın Uşaklı olası geliyor!

100 Uşaklı yüzden bir örnek olan Yeldanlızade Tarhana Baba, ev tarhanasının süt çocukları için iyi bir ek besin olduğunu duyuruyor. Okul öncesi ve okul sonrası gelişen çocukların maması olan tarhananın, sindiriminin kolay oluşu ve mineral yönünden zengin olduğundan besleyici değerinin yüksekliği için otantik olarak imal edildiğini ifade ediyor.

DokurEvi2014

Uşak’da tarhana çorbamızı içtikten sonra gittiğimiz yer Uşak Belediyesi Dokur Evi oldu. Restore edildikten sonra “Tam bir Türk Evi” diye tanıtılan konakta halı dokuma tarihini izledik, çeşitli halı örnekleri gördük. Belediyenin kültür yayını “Geçmişten Günümüze” kitapcığında, Uşak halısı teknik özellikleri şöyle yazılmış:

Yüzde yüz yün(atkı, çözgü ve ilme ipi); Türk düğümü kullanılmış(Kravat düğüm, Gördes düğüm); El ipi ya da kamgarn ip kullanılmış; Kök boya ve kimyasal(lanaset) boya; Metrekarede 89.600 adet düğüm.

Geçmişten günümüze Uşak halı çeşitleri Yıldızlı, Lotto, Çiçekli, Madalyon, Kuşlu, Göbekli, Bulutlu, Serpme, Yıldız, Köşeli, Yaprak, Yöresel, Çintemani, Seccade, Yöresel Yolluk, Sapanlı ve Köşeli Madalyon olarak sıralanmaktadır.

Rolyef

Uşak’daki sonraki durağımız Kent Tarihi Müzesi oldu. Ülkemizde sokakları aydınlatma maksadıyla elektriğin kullanıldığı ilk il olduğu belirtilen Uşak’ın, bir ilkler şehri misyonuna sahip olduğu ifade ediliyor. 1920’li yıllardan itibaren kullanılan aydınlatma elektriğinin üretildiği iki katlı binada kurulan müzedeki tema başlıkları: Elektrik ve Aydınlatma Tarihi, Maketler, Atatürk Büstü, Agrandizör, Eğitim Bölümü, Kronoloji Bölümü, Halı Bölümü, Belgelik, Şeker Fabrikası Bölümü, Kök Boya Bölümü, Dericilik Bölümü, Dokumacılık Bölümü, Günlük Yaşam Nesne Bölümü, Belediye Odası, Basın Odası, Cirit Odası, Spor Odası, Mutfak Kültürü Odası, Seminer Odası ve Kafeterya. Avlu girişinde “Cumhuriyeti Biz Böyle Kazandık” rölyefi çok dikkati çekmektedir. Avluda 71 model makam aracı, kağnı, Ramazan topu, itfaiye tulumbası sergilenmektedir.

Günübirlik bu gezide zaman kısıtlı olduğundan Uşak’da görülecek yerlere devam etmedik. Zira güneşin aydınlığı bitmeden Ulubey’deki kanyonu görmek istiyoruz. Bu nedenle oyalanmadan Uşak’a sadece 10 km uzaklıktaki Ulubey ilçesine geçtik.
Kazancı deresi ve Banaz çayının oluşturduğu kanyon 75 km uzunluğu ile Dünyadaki en uzun ikinci kanyonu olarak biliniyor. 100-500 metre genişliğindeki kanyon tabanında bir zamanlar çok değerli tarım olanağı varken şimdilerde su kirliliği nedeniyle bu mümkün olmuyormuş. Derinliği 135-170 metre olan kanyonun Ulubey yakınındaki Çamlık denilen seyir tesislerinden fotoğraflarını çektik.

UlubeyKanyon

Çamlık Seyir terasından Kanyonun görebildiğimiz güzelliklerini yaşadıktan sonra kafeteryadaki büyük salonun ortasındaki şömine çevresinde oturduk. Burada ikram edilen Ulubey lezzetlerinden Döndürme, Ebem Köftesi ve Demir Tatlısından oluşan yemeğimizi yedik, ayran ve çaylarımızı içtik. Daha sonra bağlama çalan bir arkadaşımızın sunduğu küçük bir konser ile günü bitirmiş olduk.

Gezimizin son noktası Ulubey’de aracımızla küçük bir tur attıktan sonra tam buğday unundan yapılmış taş fırın ekmeklerinden satın aldık. Sonrasında dönüş yolu başladı ve bir güne sığdırdığımız güzelliklerin keyfiyle İzmir’e döndük.

Bu güzel gezide çektiğim fotoğraflardan seçtiğim karelerle hazırladığım albümü aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

Not: Aşağıdaki fotoğrafları, herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.

 

 

 

Uşşak ve Ulubey Kanyonu Gezisi (22 Kasım 2014)” hakkında 2 yorum

  1. Eline diline sağlık doğa ve dost sevdalısı Şinası arkadaşım. Bunu imazızla siteme eklemek isterim.Sağlıklar ,selamlar , güzellikler..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir