ÖZEL PAK ANISINA MAHMUT DAĞI ZİRVE ETKİNLİĞİ(E) (28 March 2010)

Dün Zirve Dağcılık Kulübünün Mahmut Dağı zirve etkinliğine katıldım. Geçen hafta hayatını kaybeden Zirve Söke Temsilciliğinin sevilen dağcısı Özel Pak’ın anısına yapılan etkinlik sevenlerini biraraya getirmişti. 2009 sonlarında yapılan Aydın Paşayaylası gezisinde tanıştığımız Özel Pak ile fazla bir görüşmem olmamasına rağmen ismi gibi özel ve pak bir doğasever, insansever bir kişiliğe sahip olduğunu hemen hissetmiştim. Çok acı bir kayıp oldu. Yakınlarına sabırlar diliyorum.

Geçen haftasonu Kandiltepe etkinliği boyunca Doğu  yönünü izlediğimiz Mahmut Dağı’nda bir hafta sonra bir zirve etkinliğine katılacağımı hiç düşünmemiştim doğrusu. Bu güzel sürpriz etkinlik böyle bir acı olayın anısına yapıldığı için aktivite boyunca onu hep aramızda hissettik. Özellikle olay günü Kulübünün dağcı adaylarına eğitimenlik yaparken hayatını kaybetmesi  beni çok etkiledi.  Yani görev başındayken, kendi zevkine etkinlik yaparken değil…

Sabah Dereköy’de buluşan Zirve Dağcılık üyeleri ve benim gibi Özel Pak’ın anısına birlikteliği paylaşmak isteyenler kısa bir anma töreninden sonra 2 gruba ayrıldılar. Ben aile dostumuz Ayhan Yörük’le birlikte zirve etkinliği yapacak olan B Grubu’na katıldım.

Toplam 29 kişilik ekibimiz hemen Dereköy içinden başlayan hızlı bir tempo ile dağa doğru toprak yoldan ilerledik. Sağımızda dere neşeyle çağıldarken kuş sesleri ortalığı çınlatıyordu. Hafif serin çok güzel bir bahar sabahı. Doğaya açılınca törenin üzücü havasından uzaklaşıverdik. Zaten dağ yürüyüşlerinin özelliği bu, günlük yaşamdaki herşeyi arkada bırakıp zirveye kitleniyoruz cennet bahçelerinden geçerek…

Rehberimiz Ali Arabacı yoldan ayrılıp dimdik patikalarla bizleri hızla yukarılara götürüyor. Adeta sabah kaybettiğimiz zamanı kazanmak ister gibi bir halimiz var. Yükseldikçe Dereköy iyice aşağılarda kalıyor.  Hemen yukarıda  Mahmut Dağı’nın ağaçsız zirve konisi üzerindeki gözetleme kulesi fırtınayla gelen bulutların arasından çok görkemli bir görüntü veriyor. Bir süre sonra orada olacağımızın heyecanı ile tırmanışı sürüdürüyoruz.

Zirveye ulaşan toprak yola vardığımızda yağmur başlıyor. Bazılarımız yağmurluk giyerken, yağmura aldırmayanlar da var. Ancak tam zirveye yakın dolu başlıyor ve fırtınayla dolu gurubu dağıtıyor. Önden koşanlar kuleye vardıklarında biz de Ayhan’la objektife poz veriyoruz.  18 yıl önce de, 1992 yılında burada olduğumuzu hatırladık; güzel bir Mayıs gününde(17.05.1992).  O zaman Gözetleme Kulesi henüz yapılmamıştı. Fotoğraftaki gurupta Ayhan en solda ben de en sağda oturuyoruz. Aşağıda bu iki fotoğrafı görebilirsiniz.Zirve dönüşü hızla aşağılara iniyoruz. Çıplak zirve konisinden sonra orman içinde çamların diplerinde ıslak toprakta inmek zorlamıyor bizleri. Her tarafta isimlerini bilmediğim küçük mavi çiçekler var. Bugün fotoğraf makinemi evde unuttuğum için fotoğraf çekemiyorum malesef.  Zirve Dağcılık sitelerinden alacağım fotoğrafları sizler için derledim.

Zirveden ayrıldıktan bir süre sonra yağmur kesilince rehberimiz 15 dakika yemek molası verdi. Hem ıslak giysilerimizi değiştirdik hem de birşeyler atıştırdıktan  sonra yola devam ettik. Rehberimiz öyle ustalıkla kestirmeler yaptırıyor ki düşündüğümden çok önce köye ulaşıyoruz. A Grubu geleli epeyce olmuş  herhalde, biz gelince yola çıkıldı. Ben köye minibüsü ile gelen Ayhan Yörük’le İzmir’e döndüm. Dönüş yolunda hem Özel Pak’dan konuştuk, hem de adeta 4 mevsimi yaşadığımız zirve etkinliğini.

Not: Aşağıdaki fotoğrafları, herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.

THE MAHMUT MOUNTAIN SUMMIT IN MEMORY OF OZEL PAK – March 28, 2010

I attended the Zirve Mountaineering Club event yesterday. The event organized in memory of Özel Pak, a loved member of Zirve Söke Representation, who passed away last week, brought his lovers together. Although I did not talk much to Özel Pak, whom we met at Aydın Paşayaylası Trip in late 2009, I immediately felt that he had a character that loves nature and people. It was a very painful loss. I wish patience to their relatives.

In fact, I never thought of attending a summit event a week later to Mahmut Mountain, whose east side we watched during the Kandiltepe Event last weekend. Due to this beautiful surprise event in memory of a pain, we felt him with us throughout the entire activity. Especially his losting his life while teaching to his club’s hiker candidates in incident day, affected me very much. Not for pleasure, but for duty.

Zirve Mountaineering members who met in Dereköy in the morning and those who wanted to share the togetherness like me were divided into two groups after a short memorial ceremony. I joined Group B, which will hold the summit event, with my dear friend Ayhan Yörük.

Our group of 29 people, starting right inside Dereköy, moved rapidly from the dirt road to the mountain. Bird sounds rang around as the stream rumbled merrily on our right. It was a nice spring weather, a little cold. When we opened up to nature, we moved away from the sad air of the ceremony. This is the feature of mountain walks anyway, we leave everything in daily life behind and lock to the summit, by passing through the gardens of paradise …

Our guide Ali Arabacı left the road and took us up to high in the steep paths. It was as if we had a situation where we wanted to gain the time we lost in the morning. As we were rising, Dereköy remained very below. Just above, through the clouds coming with the storm, the Watchtower gave a very beautiful view on the top of the treeless summit cone of Mahmut Mountain. We continued to climb with the excitement that we will be there soon.

When we arrived dirt road going to peak, rain started. Although some of us wore raincoats, there were also those who didn’t care. However, very close to the summit, hail began to rain and the stormy hail dispersed the group. We posed for the camera with Ayhan when those running ahead reached the top. We remembered that we were here 18 years ago in 1992; On a beautiful day in May (17.05.1992). The watchtower had not yet been built. In the group in the photo, Ayhan is on the far left and I sit on the far right. You can see these two photos below.

We descended fast while returning from the summit. After from treeless peak cone, it was not hard to descend in the wet soil under the pines in the forest. There were many little blue flowers everywhere that I don’t know the name of. Unfortunately, I couldn’t take a photo today because I forgot my camera at home. I collected the photos I had from Zirve Mountaineering websites for you.

After leaving the summit, when the rain stopped, our guide took a 15-minute lunch break. We changed our wet clothes and ate something also, then we continued on the route. Our guide has made such many ingenious shortcuts that we arrive in the village much earlier than I expected. I think Group A came a long time ago, we set off when we got there. I returned to Izmir with Ayhan Yörük, who came to the village by his minibus. On the way back, we talked about the Özel Pak and the summit event we had four seasons.

You can watch the album I prepared from the photos shared by my friends in the media from the link below.

Note: To watch the photos below, you can click on any of them and watch them in the direction of the arrow in the pop-up window or by using the arrow signs on your keyboard.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *