ALANİÇİ YOĞURTÇU KALESİ ETKİNLİĞİ (8 May 2022)

Villakentli komşularım Oya-Mehmet Boran ve Hacer-Ümit Yılmaz çiftleriyle Yamanlar Dağı’ndaki Yoğurtçu Kalesi’ne yürümeye karar verdik. Ayşen de uzun süre sonra ilk defa B Grubu zorluğunda bir etkinliğe katıldı. Yoğurtçu Kalesi’ne Menemen Alaniçi Köyü‘nden başlayıp dağ rotalarından gitmeyi hedefledik.

Bugün yaz günlerini aratmayacak sıcak bir hava. Ancak doğa, çiçek çimen kuş sesleri ile henüz baharın bütün güzellikleri içinde. Bu nedenle böyle güzel bir günü doğada geçirmenin keyfini hissediyoruz.

Alaniçi’den güneye doğru hep yükselerek karşımızdaki sırtlara yöneldik. Daha sonra, büyük bir kavis çizip doğu istikametinde ilerledik. Bu sırada köyü hep görebiliyorduk ve köyden gelen davul seslerini uzun süre dinledik; laf aramızda bu kadar uzaktan bile çekilmiyor!

İdadik’in 4 sene önce yaptığı B Grubu etkinliğinin rotasını izliyoruz. Ancak Wikiloc kayıtlı rota bilgileri hep gecikmeli geldi. Neyse ki, yoğun bir orman içinde olmadığımızdan yönümüzü bulmakta zorlanmadık.

Her ne kadar zemin çiçek çimenle kaplı olsa da ağırlıklı olarak taşlı patikalardan yürüdük. Kayıtlı rotayı bulmakta zorlandığımız zamanlarda, yaygın olarak kullanılmayan patikaları kapatan çalılarla dallarla uğraştık. İlave olarak yapılan bir sürü yeni yol patikaların kaybolmasına neden olmuş. İyi tarafı yol kenarlarında birkaç tane düzgün yapılmış çeşmelerden su içme imkanımız oldu.

Bir çeşmeden sonra yola dönüşen patikayi devam ederek Karaorman köyüne ulaştık. Köyün dışındaki taşlık rotadan devam ederek tekrar kırlara çıktık ve yer yer tırmanış olarak ilerlemeyi sürdürdük. Tam yorgunluk hissetmeye başladığımız sıralarda Yoğurtçu Kalesi’ni uzaktan gördük. Sonra hızlanarak kaleye ulaştık ve biz Ayşen’le öğle molasını başlatırken, arkadaşlarımız kaleye çıkmaya gittiler.

Kalenin çevresindeki yeşil ve nispeten ağaçlık alan piknik yerine dönüşmüş. Biz de zar zor gölge bir yer bulup bir saate yakın dinlendik. Sonra Yoğurtçu Kalesi önünde bir hatıra fotoğrafı çekip, dönüşe geçtik.

Dönüşte, geldiğimiz rotaya nispeten paralel olarak biraz aşağıda yeralan  patikalardan yolalacağımızı biliyordum. Ancak beklediğimden daha fazla tırmanış yaptık. Hatta geldiğimiz rotanın üstüne çıktık ki, ben aksinin olacağını düşünüyordum. Bunun nedenini ancak ertesi gün anlayabildim!

Dönüş yolunda hava ‘artık yaz gelmiş’ dedirtecek kadar sıcak geldi. Neyse ki bu defa ağaçlıklı rotalardan ilerledik ve tam suların bittiği sırada bir çeşme ile daha karşılaşmak çok keyifli oldu.

Son çeşmede sularımızı doldurduktan sonra devam ederken hala çok yukarlarda olduğumuzun şaşkınlığını yaşıyordum. Bir süre sonra artık inişe başladık ve aşağılarda toprak yollardan devam ettik.

Son kısımda artık iyice yakınlaşan köye arkadaşlarım toprak yollardan hızlanarak kestirme yaptılar. Ben kayıtlı rotadan devam edip köy içinde etkinliği bitirdim. Bu sırada en önde gidenler araçları ile son metrelerde yorulan Ayşen’i de alarak köye döndüler.

Mehmet’in tanıdığı bir eleman sayesinde köy muhtarlığının bahçesindeki terasta kahve ikramını kabul ettik. Çeşmeden akan içme sularının tadına da baktıktan sonra güzelce dinlenmiş olarak araçlarımıza binip Villakent’e döndük.

Not: Neden dönüşte daha yüksek rotadan döndüğümüzü yazayım: Wikiloc’un işgüzarlığı! Daha başlangıçta hemen köy çıkışında kayıtlı rotayı takip ederken yeni yapılan asfalt yola geçmek zorunda kaldığımızda, Wikiloc “Dönüş rotasına girdiniz, tersten gidiyorsunuz” diye uyarmıştı. Biz ilerlemekte ısrarcı olunca kayıtlı rotayı tersine çevirerek, yani dönüş rotasını çıkış rotası olarak değiştirmiş. Bu nedenle biz giderken 4 yıl önceki dönüş rotasından gitmiş ve dönerken de kayıtlı çıkiş rotasından dönmüşüz!

Bu güzel doğa yürüyüşünde çektiğim fotoğraflarından ve Mehmet Boran’ın medyada paylaştıklarından seçtiklerimle hazırladığım albümü aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz. 

Aşağıdaki fotoğrafları herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.

 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *