Menemen-İğnedere’den Yumurtepe ve TEMNOS (10 September 1995)

Bu yazı, Blog Sayfamda yazmaya başlamadan önceki yıllarda, her doğa sporları etkinliğimden sonra kendim için hazırladığım notlardır. Bu notlarımı tükenmez kalemle, yani herhangi bir düzeltme yapmadan, bir çırpıda ve ağırlıklı olarak tek bir sayfada bitiriyordum. Neticede bunlar, ileride sadece benim okuyacağım “KENDİME NOTLAR” başlığı altına toplanabilecek, adeta işlenmemiş HAM yazılardır; ancak bu haliyle dahi ismi geçenler için anıları tazeleme tadı verebilmektedir.“

 

10.09.1995

Menemen-İğnedere’de Yumrutepe ve Temnos

Sabah 6’da Zafer’in otosuyla Yusuf’u da alıp yola çıkıyoruz. Menemen’e gelmeden Buruncuk’tan sola girip eski İzmir yolundan Haykıran ve Hasanlar’ı geçip İğnedere’ye parkediyoruz. Şirin küçük bir köy. Ölüm tarihi yazılı olmayan Atatürk büstünün yanına parkediyoruz. Bir av köpeği bizi dikkatle izliyor. 7’de yürüyüşe başlıyoruz. Rüzgarsız sıcak bir sabah. Güneş henüz doğuyor. Köyün içinden geçiyoruz. Nar ağaçları yollara sarkmış. İncirler olmuş. Hemen köyün dışından ilerliyoruz. Biraz sonra eski Hasanlar köyüne varıyoruz. Köy harabe. Sadece bir tek ev çatılı. Girişte çeşmede su içiyoruz ve incir yiyoruz. Bardacık. Köyün yıkıntılarına girmeden sadece okul düzlüğünden geçip ( öğretmen pek çok dut dikmiş) hızla yükseliyoruz. Oldukça dik çıkıyoruz. Çıktıkça manzara güzelleşiyor. Sabah netliği içinde Spil ve Yamanlar pek güzel gözüküyor. Birara Tantalos kayasını da görüyoruz. Yükselti bitince ki buralar çamlık Yumur tepe gözüküyor. Zafer buraya Yuvarlak Tepe diyordu. Tepesinde bir ağaç var. Oraya yöneliyoruz. Makilik ağaçlıklı ve yuvarlak olduğundan zirve hissi vermiyor. Solda Çukur köyü gördükten sonra karşıda da Dumanlı zirvesi var, “kafa üstü” (Zafer2in deyimi) aşağı kuyu yanına iniyoruz. Bu bölge çamlık. Sağa doğru yukarıdan ve aşağıdan yol var. Biz yukarı yolu tercih edip önce yoldan yürüyoruz. Bir orman bekçisi ile karşılaşıyoruz. Elinde tüfeği var. Bir müddet sohbet ediyoruz. Bölgedeki orman geliştirme çalışmalarını anlatıyor. Yoldan devam edip sağa giran patikayı buluyoruz. Burada kuyu var. 70-80 cm yüksekliğinde beton bilezikli bir kuyu. Biraz sonra bir gölcük ile karşılaşıyoruz. Kenarında muhteşem iki söğüt ağacı var. Gölde kurbağa kaynıyor. Çamlar içinde küçük bir göl. Antik bazı taşlara rastlıyoruz. Saat 11:35. Mola veriyoruz. Göle bakan sırtta dinleniyoruz. Yerler çimen ve yumuşak düz. Burada kamp kuralım diyorum. Batıya doğru Yumurtepe ve Dumanlı zirvesi de gözüküyor. Saat 12:30da tekrar yürüyoruz. Orman içinden Temnos’a doğru ilerliyoruz. Biraz sonra Temnos nekropolisine giriyoruz. Pek çok mezar açılmış. Yoldan ilerleyip Temnos kalesine çıkıy0ruz. Her tarafta antik kesme taşlar ve tuğla kiremit testi parçaları. Akropolun manzarası çok güzel. Gerçek bir akropol. Çevreyi biraz seyredip güney tarafındaki diklikten iniyoruz. Neredeyse 90 derece. Aşağıya varınca biraz balkanlardan geçip kendimize yol buluyoruz ve İğnedere’ye varıyoruz. Saat 14:30. Bu bölgedeki kuyuların ağız kısımları 70-80 cm beton bilezikle yükseltilmiş. Böylece hem az toz giriyor hem de hayvan düşmüyor içine. Haykıran köyü çok büyük. Burada Gediz geniş bir yay çiziyor Haykıran tarlalarının bağlarının etrafında. Temnos akropolundan bölgeyi epeyce inceledik. Bir daha gelirsem fotoğraf çekeceğim. 15:30da evdeydim. Ayşen ve Can Çayağzında. Cem direksiyon kursunda. CHP kurultayının TV’de yayınını izledim. Gece de Bornova’ya döndük. Yarın okullar açılıyor!

(27 Şubat 2023 tarihinde orjinal metinden dicital ortama yazılmıştır.)

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *