DÜZLEN MEVKİİNDE

Bugün Villakent Komşuluk Grubu üyesi 5 komşumuz olarak, güneşli bulutsuz hafif esintili yürüyüş için harika bir havada Villakent Düzlen mevkiinde İncirKayası’na kadar giderek toplamda 9 km’ye yakın güzel bir doğa yürüyüşü yaptık.

Villakent’ten çıktıktan sonra önce YalnızAhlat’ı ziyaret ettik. Henüz meyveleri yeşil ve pek küçük. Sonbaharda yenilecek hale olgunlaşırlar.

Dünkü hafif yağmurlara rağmen iyice kurumuş yeşillikler içindeki tektük minik kır çiçekleri ile baharın yaza doğru evrildiğini gördük. Artık yaza geçiyoruz.

Bugünkü rotamızda Villakent’e en uzak noktadaki İncirKayası’na ulaşınca mola verdik. Ağacın bol miktarda inciri vardı. Gölgesinde dinledikten sonra fotoğraf çekip dönüşe geçtik.

Ertesi günkü yorum ve paylaşımlardan:

Şinasi Yüksel:

Yılan Bıçağı: Dracunculus vulgaris, Yılanyastığıgiller ailesine bağlı Yılanbıçağı cinsinden 1,5 metre büyüyebilen bir bitkidir. Yapraklar uzun saplıdır ve zaman zaman damarları boyunca krem renkli benekler sergiler. Yaprak kılıfı mor beneklidir.

Şinasi Yüksel:

2024-25 VİLLAKENT KOMŞULUK DOĞA YÜRÜYÜŞLERİ sürüyor…

(TOPLAM 249.51 km)

25- Düzlen Mevkii 8.97 km 18.05.2025

24- Şelale 8.18 km 11.05.2025

23- Dumanlıdağ 11.76 km 04.05.2025

22- Keçi Kalesi 5.65 km 27.04.2025

21- Kozbeyli 11.34 km 20.04.2025

20- GagaTaş 9.97 km 13.04.2025

19- Kuş Tepe 8.77 km 06.04.2025

18- Kuşcenneti 11.08 km 16.03.2025

17- Behzattepe 10.28 km 09.03.2025

16- SeyirTepe 8.99 km 02.03.2025

15- Baltadağ 6.35 km 23.02.2025

14- Değirmendağı 13.57 km 16.02.2025

13- Kent Ormanı 6.11 km 09.02.2025

12- SarıKaya 7.60 km 02.02.2025

11- Homeros 10.41 km 26.01.2025

10- Temnos 10.73 km 19.01.2025

9- Aliağa Ağapark 11.15 km 12.1.2025

8- Yamanlar Batı 14.66 km 5.1.2025

7- Değirmendağı 13.22 km 29.12.2024

6- Aigai-Apollo 9.20 km 22.12.2024

5- Dumanlıdağ 5.94 km 15.12.2024

4- DüzlenTepe 10.26 km 24.11.2024

3- DüzlenTepe 10.32 km 17.11.2024

2- DüzlenTepe 10.86 km 10.11.2024

1- Baltadağ 7.94+5.17 km 03.11.24

Şinasi Yüksel:

Arkadaşlar

Bugün 19 Mayıs 2025, ‘Atatürk’ü An Gençlik ve Spor Bayramı’. Bugün ve belki birkaç gün, Gün’ün anlamına istinaden birçok konuşma dinleyecek, yazılar okuyacaksınız. Takip ettiğiniz kaynaklarınızı tahmin edebiliyorum, muhtemelen bunların çoğunu beğeneceksiniz ve duygularınıza hitap ettiğini hissedeceksiniz. Ancak araya karışabilecek hamasi hitaplar olabilir, bunlara dikkat etmenizi öneririm. Olmayabilir de, sizin seçici olduğunuzu düşünüyorum.

Ben de günün önemine uygun olarak bir kısa yazı yazmak istiyorum. Bu yazı, geçen sene tam 19 Mayıs 2024 Pazar günü olduğundan doğa yürüyüşü için Villakent Merkez Parkı’nda toplandığımızda yaptığım kısa 19 Mayıs konuşmasının tekrarı olacak. Zira doğaçlama yaptığım o konuşmayı sonradan beğendiğimi hatırlıyorum. Buna karşın bir fırsat bulup da metne çevirememiştim, şimdi tam da bunu yapmak istiyorum. Zira dünkü doğa yürüyüşümüzde değerli grup arkadaşımız Yusuf Okçu o konuşmayı hatırlattı. Demek ki, akılda kalacak bir hususu ifade etmişim diye düşündüm. Mealen kısaca şöyle bir konuşma yapmıştım:

Geçtiğimiz günlerde ulusça Çanakkale deniz zaferlerini anmıştık. “Çanakkale Geçilmez” destanı yazdığımızı ifade etmiştik. Uzun yıllardır bu ifade bana pek dokunaklı gelir. Zira Çanakkale’de onca şehit verdik onca Türk kanı aktı, memlekette neredeyse erkek kalmadı; o günlerde bazı emperyalistler gemilerini Çanakkale Boğazı’ndan geçiremediler ancak daha sonra masada dikte edilen kararlarla İstanbul’u işgal ettiler.

Hep düşünmüşümdür, bu hiç adil değildi. Onca Türk kanı boşa akmış olamazdı. Hangi ilahi güce inanırsanız inanın, ya da inanmayın, bu adil değildi. Bu düşünce yüreğimi sızlatırdı. Yıllar böyle geçti, Çanakkale’de kardeşim yaşadığı halde ziyaretine gidip Çanakkale destanlarının tarihi bölge ve anıtlarını görmeye heveslenemezdim. Sonra bir gün şöyle düşündüm: Eğer Mustafa Kemal Çanakkale’de askeri bir deha olarak kendini milletine tanıtmış olmasaydı belki de Anadolu’ya çıktığında arkasından gidenler o kadar çok olmazdı. Evet, orada işgal duraksatılmış ama engellenememişti, buna karşılık Türk insanı Mustafa Kemal’i tanımıştı. Onu ordu komutanları biliyordu ama Anadolu insanı Çanakkale’de tanıdı. İşte bu muhteşem karizma, ulusun bağımsızlık isteğinin önünde, inanılmaz bir önder olarak yerini aldı. İşte Çanakkale’de başlayan o muhteşem tılsımlı güç, Samsun’da karaya çıktığında Anadolu’nun zafer ümidi ve inancı oldu. 19 Mayıs 1919’u, Çanakkale Savaşları’ndan dört yıl sonra gerçek bir kurtarıcıyı sahneye çıkardığı için şimdi minnet ve saygı ile anıyorum. Bundan sonra olanları zaten biliyorsunuz. Son olarak şöyle formüle etmiş olayım: 19 Mayıs 1919 Çanakkale’de başlamıştır ve 23 Nisan 1920’de Meclisin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. “Ne Mutlu Türküm Diyene”.

Görüşmek üzere..

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *