Yukarıkızılca’dan Mahmut Dağı’na çıktık (20 February 2011)

Dün bulutlu ve çok soğuk bir kış gününde, bir ay önce yaptığımızın tersine, Kemalpaşa Yukarıkızılca Köyü’nden Mahmut Dağı’na çıkıp,  Dereköy’e indik.   İdadik B yürüyüşü olarak etkinlikte toplam 17 kişiydik ve rehberimiz Halil Demir sayesinde bu sisli sert havada problemsiz güzel bir etkinlik yaptık.

Not: Osman Demir fotoğraflarından, içinde bulunduğum karelerden seçtiklerimi ekledim(22 Şubat 2011).

Continue reading

Villakent’te Bir Doğa Mucizesi(!): Sazlıgöl Sığırcıkları (15 February 2011)

Liz ile sabah yürüyüşlerinde  uğradığımız, Villakent’teki evimizin bitişiğindeki Sazlıgöl’de bu günlerde her akşam güneş batarken bir doğa mucizesi yaşanıyor: Milyonlarca sığırcık kuşu geceyi Sazlıgöl’de geçirmek için sürüler halinde geliyorlar. Uzaktan kara bulutlar gibi gözüken sürüler sazlar üzerinde uçuşarak kendilerine konacak yer arıyorlar. Bazı sürüler kondukları yerlerde ötüşüp dururken bazıları da sürüler halinde habire yer değiştiriyorlar. Neticede güneş battığında hareket bitiyor ve çok büyük bir kuşlar korosunun cıvıltıları gece boyu sürüyor. Dün akşam bu olayı görüntülemek ve sizlerle paylaşmak için mütevazi fotoğraf makinemle göle yaklaşıp fotoğraf ve videolar çektim.

Continue reading

TERÖRİST(!) YÜZÜCÜNÜN DUMANLIDAĞ ZİRVE ETKİNLİĞİ (19 June 1994)

Petkim Aliağa Lojmanlarında yaşadığımız 1981-2003 yılları arasındaki 22 sene boyunca Petkim Çayağzı Plaj tesislerinden çok yararlandık. Hem pırıl pırıl derin ve serin sularında yaz ayları boyunca yüzdük, hem de piknik alanı ve lokantalarında ailecek dostlarımızla beraber keyifli günler yaşadık. Özellikle yüzme yaz sonuna kadar her gün yaptığımız temel spor aktivitesi oldu. Öncesinde koşu ve dağcılıkla “Siyabospor” için gerekli puanları toplarken, yaz aylarında puanları Çayağzı koyunun iki ucundaki iskeleler arasında yüzerek biriktiriyordum.

Continue reading

Foça Çanak Sitesi’nden GagaTaş Tepesine Çıktık (6 February 2011)

Bahar tadında bir Şubat gününde 6 arkadaş ve bir köpek, Foça Çanak Sitesi’nden Gagataş Tepesi’ne yürüyüş yaptık: Foça’dan Nurcan ve Cengiz, Villakent’ten Sevinç ve Mehmet Emin ile biz Ayşen, Şinasi ve Liz! Bu yıl gördüğüm ilk bahar lalelerinin fotoğraflarını çektim. Tek tük de çiğdemler gördüm; kış ve bahar çiçekleri bir arada!

Continue reading

İdadik’le Kızılüzüm’den Nif Dağı’na çıktık(E) (30 January 2011)

Dün İdadik B Yürüyüş Gurubu 19 arkadaş Hasan Tahsin Şaşmaz rehberliğinde Kemalpaşa Kızılüzüm Köyü’nden Nif dağına çıktık. İzmir’de üzerinde karın en uzun süre kaldığı ifade edilen Nif dağı beyazlara bürünmüştü. Nif Karlığı adı verilen zirvesi bulutlar arasından bir görünüp bir kaybolurken biz Nif eteklerindeki çamlar arasından karlı buzlu yollarda, patikalarda zorlu bir yürüyüş yaptık.

Not: İçinde bulunduğum kareleri Osman Demir’in facebook noktasından ekledim.

Continue reading

Kürekle 3 Okyanus Geçen Tek İnsan Erden Eruç’la Tanıştım! (27 January 2011)

Erden Eruç İdadik’li dostumuz abimiz Cemal Ergun Eruç’un oğludur.  Makine Mühendisi olan Erden Eruç halen ABD’de ikamet etmektedir ve 1997’de hayalini kurduğu okyanusları kas gücüyle, kürekle geçerek kıtaların en yüksek zirvelerine tırmanma (Altı Kıtada Zirve) Projesine devam etmektedir. Şu anda 3 Okyanusu kürekle geçen Dünya’daki tek insan olan Erden Eruç’la İzmir Konak Sabancı Kültür Merkezi’nde, 27 Ocak 2011 tarihindeki söyleşisinde tanışma şansı bulduk. Hem de bizi 8 senedir görüşemediğim Cemal Abimiz tanıştırdı.

Continue reading

Bornova Çamiçi Köyü’nden Karagöl ve Emiralem’e Yürüdük(E) (23 January 2011)

Dün 22 İdadik üyesi, Nilgün Heper rehberliğinde Bornova Çamiçi Köyü’nden Karagöl’e yürüdük ve ardından Emiralem köprü mıntıkasına kadar ıslandık! Tam Karagöl’e varıp öğle molası verdiğimizde başlayan yağmur, varış noktamız olan Emiralem’e kadar zaman zaman şiddetli olmak üzere bize eşlik etti.

Continue reading

İDADİK (1995)

Sene 1995; Ayşen’le İDADİK’e üye olduğumuz ilk yıl. İDADİK’den önce çeşitli dağcılık guruplarıyla 1991 yılından itibaren düzenli olarak doğa yürüyüşlerine katıldığımız için daha ziyade B ve C guruplarıyla yürüyoruz. O zamanlar kulübün en popüler rehberi olan Muharrem Kaya bir yürüyüşte bana “İDADİK Tüzüğünü okudun mu?” diye sordu. Bocaladım bu soru karşısında, “Kulüp yönetiminden talep ettiğim halde bir kopya veremediler” dedim. O yıllarda bilgisayar henüz çok yaygınlaşmadığından sanal ortamdan bilgi edinme olanakları çok kısıtlıydı. “Ben kendi kopyamı vereyim, oku” dedi ve dağ çantasından çıkarıp bir basılı metin verdi.

Continue reading