İDADİK NİF DAĞI ZİRVE ETKİNLİĞİ(E) (18 Şubat 2018)

İDADİK B Yürüyüş Grubu ile, birkaç gündür etkili olan yağmurlu havalardan sonra, doğa sporları için inanılmaz güzel bir günde, Nif Dağı Zirve Etkinliği yaptık. Tatlı serin ve güneşli bir gökyüzü altında, sarı-turuncu pembe-mor çiğdemler ve neredeyse bütün dağı kaplamış kardelenler arasında yürüdük. Kitapların ‘İzmir’in üzerindeki kar en son eriyen dağı’ olarak nitelediği Nif Dağı’nda olduğumuzu bilmesem, bugün Kardelen Dağı ismini verirdim!

IMG_1333

İDADİK A ve B Grupları hep birlikte Kemalpaşa’da kahvaltı yaptıktan sonra, gene birlikte yürüyüşlerin başlangıç yeri seçilen balık çiftliğine hareket ettik. Toprak yolun araçlar için uygun olmadığı, balık çiftliğine yakın bir noktada, araçlardan inip topluca yürüyüşe geçtik. Rehberlerin önceden belirlediği grupların ayrılacağı noktada, B Grubu olarak toprak yoldan çıkarak dağa doğru tırmanışa başladık.

DSC00235

Rehberimiz Ali Rıza Karabacak grubun temposunu artırarak tırmanışımızı sürdürdü. Yoldan çıktıktan sonra daha ilk adımlardan itibaren kardelenleri görmeye başladık. Önceleri tek tük görülürlerken, yukarılara doğru sayıları iyice çoğaldı. Aynı şekilde sarı-turuncu çiğdemler de çamların dibindeki nemli yumuşak zeminde araziye yayılmışlar; fotoğraf çekmekten neredeyse tırmanışta olduğumuzu unuttuğumuz oluyordu!

DSC00301

Bu şekilde, kardelenlerin ve çiğdemlerin fotoğrafını çekerek en yukarılara kadar orman içinden yükseldik. Ağaçlar bittikten sonra görüş açımız artınca, manzara çok güzelleşti. Kemalpaşa’dan itibaren, karla kaplı bembeyaz Bozdağ eteklerine kadar kalın sis bulutları ile kaplanmış vadilerde, adeta Kaçkar manzaraları gördük!

DSC00308

En yukardaki kayalık sırtı aşınca zirvedeki gözetleme kulesi çok uzakta gözüküyordu. Rehberimiz bu uzun yürüyüşe başlamadan önce duraksayıp dik tırmanışta biraz dağılan grubun bir araya gelmesini sağladı. Sonrasında oyalanmadan zirveye doğru yürüyüşe geçtik.

DSC00329

Çıplak arazide zemin yumuşak ve gene çiğdemlerle kaplı. Orman bittikten sonra gözükmeye başlayan pembe-mor çiğdemler, burada sarı-turuncu olanlarla bir arada bulunuyor. Buradaki doğal şartlardan dolayı boyları çok kısa olduğundan aslında uzaktan seçilmiyorlar.

DSC00326

Bazı ağaçlı yerlerde güneş almayan karlı bölgelerden geçtik. Zirveye doğru devam eden tırmanışta grup tek sıra halinde aralıklı olarak ilerliyordu. Bir önceki Nif Zirve çıkışımı tam 16 yıl önce 31 Mart 2002 tarihinde İdadik C Grubu etkinliğinde yaşamıştım. Kendimi zorlayıp tempomu artırdım. En yukarıda tırmanışı bitirdiğimde çok mutlu hissettim!

IMG_1342

Zirveye ulaşanlarla diğerlerini bekledik. Grubun tamamı zirveye gelince birlikte fotoğraf çektik ve oyalanmadan öğle molası vermek üzere rüzgârsız bir noktaya indik.

DSC00356

 

Molayı kısa tutmak zorunda kaldık, zira Kemalpaşa’ya bizden önce ulaşacak olan A Grubunu çok bekletemezdik. Bu nedenle yeterince soluklanamadığımdan, bugünkü etkinlikte sırası gelen 676. Sandviçimin ancak yarısını yiyebildim!

DSC00358

Moladan sonra yürüyüşe başlayınca önce ağaçsız düzlüğü hızla geçtik, sonra çarşaktan aşağıya doğru ormana daldık. Buralarda patika falan yok, ‘Allah ne verdiyse’ dimdik iniyoruz. Bu hızlı inişte kaygan yumuşak çarşakta bir problem yaşamamak için çok dikkat ediyorum. Neyse ki B Grubuna yeni katılan birkaç yürüyüşçü biraz geride kalıyor da, onlara takılıyorum!

IMG_1353

Birkaç yol geçişinde daha hızlı iniş yapan öndekiler, geriden gelenleri beklerken soluklandılar. Arkada kalanlar olarak aynen devam ettik. Bir süre sonra güzel bir patikaya girdik ve daha hızlı yol alabildik. Buralarda orman o kadar sık ki, bu patika yazın en güzel yürüyüş rotalarından birisi olabilir diye düşündüm.

IMG_1345

Bu güzel patikadaki iniş sıkıntı olmaktan çıkıp keyfe dönüştü. Bir zamanlar Katina Çeşmesi olarak adlandırıldığını hatırladığım çeşmeden su içtik. Sonra hiç oyalanmadan devam ettik ve nihayet orman bitiminde bizi bekleyen aracımıza ulaştık. Böylece hiç mola vermeden ve neyse ki önemli bir problem yaşamadan etkinliği bitirmiş olduk. Ancak bunca uğraşı ve özveriye rağmen Saat 17:45 olmuştu bile!

IMG_1347

 

Kemalpaşa yolu üzerindeki bir benzinlikte A Grubu ile buluşup, sabahki oturma düzenindeki yerlerimizi aldık. Dönüş yolunda, bu şekilde yapılan organizasyonlarındaki A Grubunun bekleme problemini tartıştık. Eski bir İdadik yöneticisi olarak bu konuya kafa yoruyordum ve burada bir öneri sunmak istiyorum; belki bir şekilde mevcut yöneticilerin işine yarar:

Bugünküne benzer organizasyonlarda, yani A ve B grubu birlikte başlayıp aktiviteler sonunda birlikte döneceklerse, B Grubu sabah kahvaltı keyfi yapmadan yola çıkar. Bu şekilde kazanılan zaman kadar, etkinlik sonunda A Grubu daha az bekletilmiş olur. Örneğin bugün, kahvaltımı evimde yaptığım için, sabah Kemalpaşa’daki kahvaltı molasında araçtan inmeyip grupların araçlara dönmelerini bekledim.

DSC00233

Bu güzel etkinlikte çektiğim fotoğraflardan ve arkadaşların medyada paylaştığı fotoğraflardan seçtiklerimden hazırladığım albümü aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

Not: Aşağıdaki fotoğrafları herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.

 

Bugüne kadarki Nif Dağı Zirve Etkinliklerimin Listesi:

Sıra Tarih PARKUR REHBER
676 18 Şubat 2018 Nif Balık Çiftliği,Zirve,Kemalpaşa Taşduvar Ali Rıza Karabacak
367 31 Mart 2002 Kemalpaşa,Zirve,Kaynaklar(24km) M. Kaya-S.Tutar
345 1 Nisan 2001 Kurudere,Zirve,Pınarbaşı (25km) Z.Gürhan-S.Serdaroğlu
341 14 Ocak 2001 Kemalpaşa Taşduvar,Zirve Yusuf Çilengir
312 13 Şubat 2000 Kırıklar,Nif Zirve “Yuvarlak Tepe”,Vişneli K.Erçelebi-D.Koyusoy
217 12 Ocak 1997 Kaynaklar,Zirve,Nif Balık Çiftliği Muharrem Kaya
171 3 Mart 1996 Kaynaklar,Zirve Zafer Gürhan
161 19 Kasım 1995 Kemalpaşa Taşduvar,Zirve Zafer Gürhan
139 2 Nisan 1995 Kemalpaşa Taşduvar,Zirve Kani Çelikel
135 12 Mart 1995 Kaynaklar,Zirve Zafer Gürhan
101 10 Nisan 1994 Pınarbaşı,Kurutepe,Zirve,Kemalpaşa Zafer Gürhan
28 22 Mart 1992 Kemalpaşa Taşduvar,Zirve Kani Çelikel

THE NİF SUMMIT EVENT OF İDADİK – Feb.18, 2018

After a few heavy rainy days together with IDADIK Group B Hikers we held the Nif Mountain Summit Event on an incredibly beautiful day. We walked under the sweet cool and sunny sky among the yellow-orange pink-purple crocuses, and snowdrops that have covered almost entire the mountain. If I hadn’t known that we were in Nif Mountain where the snow mentioned by the books in Izmir melted last, I would call it “Kardelen Mountain” instead of Nif.

After having breakfast with İDADİK Groups A and B in Kemalpaşa, we started moving again together to Fish Farm, which was chosen as the starting point of the walks. We started walking together from a point near the Fish Farm due to dirt road conditions not suitable for vehicles. At a point determined by the guides, where the groups would leave, we left the dirt road and started climbing towards the mountain.

Our guide Ali Rıza Karabacak continued to guide by increasing group tempo. We started to see snowdrops even on our first steps after leaving the dirt road. Although they were seen infrequently at the beginning, their amount increased a lot at high levels. Also the yellow-orange crocuses scattered in the moist soft soil under the pines; we forgot that we are climbing sometimes from taking pictures. Taking pictures of snowdrops and crocuses like this, we rise up from in the forest till to highest levels. When our sight increased after the trees were over, the landscape got beautiful. The valleys covered with dense fog clouds stretching from Kemalpaşa to the slopes of Bozdağ were being seen like the Kaçkar landscapes.

The Observation Tower was seen in the long distance after crossing the highest stony rocky ridge. Before starting this long hike, our guide waited to get together with the other members of the group that came apart during the steep climb. Then we started walking towards the summit without wasting time.

The ground in this bare terrain was soft and covered with crocuses. The pink-purple crocuses that began to appear after the forest were together with the yellow-orange ones here. In fact, they could not be seen from a distance because their length was very short due to natural conditions.

We passed through some snowy areas with trees and no sunlight. The group was advancing on a single line intermittently on the route to climb the summit. I had my last climb 16 years ago at the İdadik Group C Event on March 31, 2002. I increased my tempo pushing myself. At the highest point when I finished the climb, I felt very happy.

We waited for the others with those who reached the top. When the whole group came to the top, we took a photo together and without wasting time, descended at a windless spot for a lunch break.

We had to keep the break short, because we would not have made Group A wait, which would reach Kemalpaşa before us. So I couldn’t breathe enough, I only ate half of my 676st sandwich, which is the one for this event.

When we started walking after the break, we quickly crossed a treeless flatness, then after the scree we dived down into the forest. There wasn’t even a path here, “Yallah” we were descending so steep! I have been very careful with this slippery soft scree to avoid any problems on this steep descent. Fortunately, some of the newly joining Group B marchers stayed behind, and I hooked up me them!

Those who were leading got down faster at a few road crossings, taking a breath while waiting for those who followed. The ones who coming behind we continued same. After a while, we entered a good path and proceeded faster. The forest here is so dense that I thought this route would be one of the best hiking routes in summer.

Descending in this beautiful path turned from boredom to pleasure. We drank water from a fountain that I remember once called the Katina Fountain. Then we proceeded without wasting time and finally we reached our vehicle waiting for us at the end of the forest. Thus, we finished the event without a break and fortunately without any major problems. However, despite all our struggles and sacrifices, it was 17:45.

We meet with Group A at a fuel station on Kemalpaşa road and settle down according to the morning seating arrangement. On the way back, we discussed the waiting problems of Group A in such organizations. As a former Idadik manager, I have been thinking about this issue and I would like to make a suggestion here; maybe it can be useful for current managers.

In similar organizations like today, that is, if Groups A and B start together and meet at the same place at the end of the activities, Group B starts without enjoying breakfast. Thus at the end of the activities Group A will wait less as amount of the saving time with this option. For example, I did not get out of the vehicle and waited for the groups to come back because I had breakfast at home while having breakfast in Kemalpaşa today in the morning.

You can watch the album I prepared from the photos I took at this event and the photos shared by my friends in the media from the link below.

Note: To watch the photos below, you can click on any of them and watch them in the direction of the arrow in the pop-up window or by using the arrow signs on your keyboard.

İDADİK NİF DAĞI ZİRVE ETKİNLİĞİ(E) (18 Şubat 2018)” hakkında 2 yorum

  1. Bu etkinlikte yapıldığı gibi organize edilen B Yürüyüş uygulaması, bir şekilde risk yaratıyor. Hem çıkışta hemen inişte yeteri kadar mola verilmediği için, yorgunluk artmasıyla, doğal olarak kondisyon ve güç farklılığı olan yürüyüşçüler arasında kaza yapma riski artabiliyor. Nitekim o gün bir kaç kişi kayıp düştü, bacak krampına maruz kalanlar ve diz ağrısı çekenler oldu. Bütün bu olaylar yürüyüş planlamasını iyice bozup etkinliğin can sıkıcı hale gelmesine sebep olabileceği gibi, daha önemli tehlikeler de yaratabilirdi. Böyle durumlarda başta yürüyüşçüler olmak üzere, rehberler de sorumluluk duygusu yaşayabilirler.
    Sonuç olarak diyorum ki, yürüyüşülerin ve etkinliğinin sorumluluğunun taşıyan rehberlerin üzüntü yaşamamaları için, etkinliklerin baştan iyi planlanması gerekir.

  2. Bugüne kadar 57 defa Nif Dağı’nda yürüyüş yapmama karşın, bir önceki Zirve Etkinliği tam 16 yıl önce gerçekleşmiş. O zamanlar etkinlik ertesi günü, yürüyüş izlenimlerimi kendime notlar olarak kaleme alırdım; aşağıda bu etkinliğin notlarını, aynen, veriyorum:
    31.03.2002
    Kemalpaşa’dan Nif Zirve Kaynaklar
    Ayşen’in ameliyatı nedeniyle yalnız olarak İdadik C’ye katılıyorum. Aliağa’dan Zafer, Faruk, Mehmet, Cengiz’le birlikte Faruk’un otosuyla sabah Konak’a vasıl olduk. B Grubu da Nif Balık Çiftliği yolu kapalı olduğundan bize katıldı ve toplam 35 kişi olduk. Rehber Muharrem Kaya. Gruptan hatırladıklarım: Recan, Adil, Çakıl, Günay, Tülay, Yaşar, Enis(Diş Hekimi), Neriman, Durmuş.
    Kemalpaşa’dan Balık Çiftliği yoluna saptık. Kasabayı geçip yükseldik ve toprak yoldan kazayı iyice yukarıdan gören bir yere kadar geldik. Sonunda taşıtlardan inip yürüyüşe başladık. Saat 9:00. Açık, serin bir sabah. Muharrem güzel bir patikayla grubu yürütmeye başladı. Hemen ilk fırsatta güzel bir cimnastik yaptırdı. Daha sonra yürüyüşe devam ettik. Patika güzel. Balık Çiftliğinin bulunduğu vadiyi solunuza alarak yükseliyoruz. Tempo oldukça hızlı ama şikayet eden yok. Bir evli çift (sarı saçlı uzun boylu bir bayan) ve eşi biraz zorlanıyor ve geride kalıyorlar.
    Bin metrelere ulaştığımızda yerde karlar belirmeye başladı. Birkaç yüz metre sonra iyice kar kaplı alanlara geldik. Aşağıdaki çiçekli bahçeler, kuş sesleri, dere sesleri yok oldu ve adeta mevsim değişerek kışa döndük. Ağaçlar dallar kar kaplı. Yer yer buz sarkıtları dallardan sarkıyor. Kar en fazla 15-20 santim derinlikte. Bazıları tozluklarını giydiler. Bense şortla yürümeye devam ediyorum. Enis’le biraz lafladık: Şort muhabbeti ve sonra Ayşen’i sordu. “Evlilik” ve “Birlikte etkinliklere katılmak” üzerine konuştuk.
    1250 metre civarında bir yüksekliğe ulaştığımızda karşıda Karlık Zirvesinde kulübe gözüküyor. Ancak sanki çok uzakta gibi! Önümüzde uzun ve derince bir adiyi geçmek zorundayız. İnsanın moralini bozacak kadar uzakta gözüküyor. Ama biliyorum ki 2 saatte zirveye varırız. Nitekim saat 13:20’de zirvedeydik. Zirve binasının nispeten rüzgâr almayan Bornova tarafına yerleştik. Yerler kar, bazı tahta parçaları üzerine oturmaya çalıştık. Manzara oldukça açık. Güneş biraz azaldı. Hafif bulutlanma başladı.
    14’te tekrar yola koyulduk. Önce sırttan karlı bölgelerde ilerledik sonra dimdik aşağıya inip toprak yola girdik. Bu yürüyüş oldukça sıkıcı oldu. Zaman zaman yoldan çıktık ama çoğunlukla toprak yoldaydık. Bu da epeyce sıktı. Döne dolaşa 17:30 gibi Kaynaklara indik. Kaynaklar çok kalabalık. Hava güzel olduğundan İzmirliler gelmişler. Anıt çınar gölgesindeki kahveyi doldurmuşlar. Çevrede seyyar manavlar var. Ben sadece pet şişeme su doldurdum Ayşen’e götürmek için. Tatlı bir yorgunluk var. Arkadaşlar çevredeki masalarda bir şeyler içtiler ve otobüsümüze dolup İzmir’e döndük. Muharrem Üçyol’da vedalaşıp indi. Biz de Konak’tan Aliağa’a döndük.
    Anıt çınar üzerindeki tarih aynı: 980 yıllık!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir